DOSTLUKLAR İÇİN DÜZYAZI

Erkekler arasındaki dostluklarda
Av anlaşması da var.

Kadınlar arasındaki dostluklar…
Siyah ve yer yer yıldız ışınlı
Bir kumaşın arkasında
Usulca dönen bir çiçek düşünürüm.

Biri lambayı avucunun içiyle kapar
Dünyanın ucunda sözcükler düşünürüm,
Berrak burun delikleri havada biri
Savunma ve içdökü koklar.

Savunmanın binbir gizi
Düzgün açılmış sigara paketleri
Ayakta duran pantolonlar,
Anılar ortalıkta dolaşır ve karmaşır.

Kurtarılmış zamanların
Sonsuz çay içilen
Oturma yerlerinde onlar
Dayanıklı ve yaklaşılmazdırlar.

Hele çocukluk dönemi dostluklarını
Güncel tutmayı bilen
Yaşlı kadınlar!

Kadınlarla erkeklerin dostluklarında
Kadın payı oldum bittim ağır basar
Dönmektedir yine o savunma çiçeği
Yine kumaş yine içdökü;
İnsan ilişkilerinin doruğunda
Patika erkencisi
Ve çekingen bir tılsım var,
Öğrenilse de hiçbir zaman çözülemez.

Kadınlar uçtadırlar,
Hele evli kadınlar.

CEMAL SÜREYA

SİPERDE PERENDE

Murat Menteş

Kim der ki “Mukadderat sicimi beni bağlamaz”?

Askını, kaskını, maskeni taksan bile…

Namluların nazarı değdiği zaman

Azrail’in menzilinde kim sakarlaşmaz? Devamını Oku

Pazarlama Nedir?

Bir profesör, yüksek lisans öğrencilerine pazarlama kavramlarını anlatıyordu:

1. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına giderek “Çok zenginim. Evlen benimle!” dediniz. Bu, doğrudan pazarlamadır.

2. Bir grup arkadaşınızla katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Arkadaşlarınızdan biri kızın yanına gitti ve sizi işaret ederek kıza “O çok zengin. Evlen onunla!” dedi. Bu, reklamdır. Devamını Oku

Helsinki Ergeçsel Sözleşmesi

Kimi için erken kimi için geç
AMA ERGEÇSELDİR ÖLÜM
Önüne dikilse de kimi uzun kimi put
Tek gözlü canavarlar kayalar
Ufuk görünecektir eninde sonunda
Yüzdüğüne göre yaşam denen bu denizde
Bir gün boğulacaksın içinde
Anafora kapıldım deme
Anafor da bizim içimizde
Şile’nin İmrendi’sinde

CAN YÜCEL

Bir Aşk Yedi Kule

TAMER SAĞIR

zamanımın çoğunu bu aldı
söylemesi zor dualar öğrettiler
bahardan öncesi ve sonrasıydı, yalnızlığım
üstüme kuş uçardı.bir kaldırımdan atlarken
bileğimi kestim.kanımı sel,kanımı
kan melekleri tarttı.

çantam ekler dolu,yüzümde bilmediğim mimikler
çikolata kokarım,şemsiyemi açarım;aşık bakarım.
dün yüzüyle geçmişi selamlamamı beklerler.
oysa ki anlayana en anlamlı şeydi acıyla
etimizden sıyrılan kemikler.

oysa aslan payımı alıp annemin karşısına çıksam
alnımda leke.gözlerimden anlar telaşı.
bir omzum hep yere bakar;bir omzum omzuna
yedi kule’den eksiltirler avazımı ve ben yağmur kokarım.
sanırlar ki sesli cinayetler işlemekten korkarım.

mahallenin en eski lokantası
sütün kokuşması ya da duanın anlamsızlaşması gibi
değil söylenmeyenler.
başka acıtır bakışı babamın.
başka bir mahallenin zencisi yapar beni
en ağır taş altında saklanırdım

kaybolsak yedikule’de ve ben sana her akşam
en taze kokusuyla ekler alsam,cümleler kursam.
çikolata koksam ve şemsiyem kırılsa
ve şemsiyemiz kırılsa öyle öyle aksak
yağmurla sonsuza.

Sincan İstasyonu/ Nisan