Kül
Pişkin mi olmak gerek
olmuş mu
yoksa çiğ mi kalsak
ya da ham mı
yansak nasıl olur
fena mı
Ali Akçakaya
Pişkin mi olmak gerek
olmuş mu
yoksa çiğ mi kalsak
ya da ham mı
yansak nasıl olur
fena mı
Ali Akçakaya
Prof.Dr. Yunus Çengel
Kitap; mürekkep ve kâğıttan oluşan, gözle görülen, elle tutulan bir nesnedir. Ama aslında kitabı kitap yapan, içindeki mânâlardır. Kitabın maddesi, mânevî varlığı olan mânâsı yanında bir hiç gibi kalır. Zaten son yıllarda gittikçe yaygınlaşan ve onlarcası bir tek cd’ye veya hafıza çubuğuna (flashcard) sığan elektronik e-kitapların ne kâğıdı vardır ne de mürekkebi. Kelimeler, ışığa dönüştürülen elektrik enerjisiyle ekran sahifelerinde istenen renkte yazılabilmektedir. Hattâ denilebilir ki kitap denen şey, mânâların sahifelerde görünmesini sağlayan bir perdedir, bir ekrandır, bir kılıftır, bir dürbündür.
Kitabı kitap yapan şey nedir?
99 gram kâğıt ve bir gram mürekkepten oluşan 100 gramlık bir kitabı, üzerine rasgele bir gram mürekkep dökülmüş 99 gram kâğıt ile karşılaştıralım. Madde olarak, 100 gramlık bir kitap ile 100 gramlık mürekkepli kâğıt arasında hiçbir fark yoktur. Bunları madde tahlili yapan bir lâboratuvara göndersek, her ikisi de aynı tahlil neticesiyle geri gelir. 100 gramlık kitap ile 100 gramlık mürekkepli kâğıt, madde olarak aynı olduğuna göre, bunların aralarındaki her fark, mânâ ile alâkalıdır ve dolayısıyla mânevîdir. İşte kitap için mânâ denen şey, kâğıt ve mürekkep dışındaki her şeydir. O yüzden diyebiliriz ki;
Kitap= Kâğıt, mürekkep, vs (madde) + Mânâ
Hattâ daha küçük bir boyutta, yazı âleminin temel yapıtaşları harflerin dizilimlerini kelime yapan yine mânâdır. Denebilir ki kelimelerle ifade edilen mânâlar, mânâ âleminin en küçük birimleri, yani atomlarıdır. Meselâ, ‘kitap’ bir kelimedir, çünkü bir mânâsı vardır; ama aynı beş harften oluşan ‘kipat’ bir kelime değildir, çünkü taşıdığı bir mânâ yoktur. Yine diyebiliriz ki; Devamını Oku
GİRİŞ:
Aşağıda tanımı yapıldığı üzere her gazeteci ve basın – yayın organı, gazetecinin haklarını savunmalı ve meslek ilkelerine uymalı, uyulmasını gözetmelidir. Basın – yayın organlarında, gazeteci olmadıkları halde çeşitli biçimlerde gazetecilik faaliyetine katılanlar ile dışarıdan Türkiye’ ye ve Türkiye’ den dışarıya dönük yayın yapanlar da bu sorumluluklar kapsamındadır. Basın yayın organları yöneticileri; genel yayın yönetmeni yahut müdürü, yazı işleri müdürleri yahut sorumlu müdürler, sıfatları ne olursa olsun, kuruluşlarında görevli gazeteciler ile yayınların meslek ilkelerine uygun olmasını gözetir.Gazetecinin hakları, halkın haber alma hakkının ve ifade özgürlüğünün; meslek ilkeleri ise dürüst ve doğru iletişimin temelidir. Meslek ilkeleri gazetecinin ve basın – yayın organlarının özdenetimini öngörür ve değerlendirme mercii öncelikle vicdanlardır.