Ayın Üçü
Beklememek gerektiğini, zamanı gelince anlamış olacaksın. Geç kalmış olmayı takma kafana, kimse nihayetine tam zamanında varmadı. Çürürken dahi ayağın yere sağlam basacak, nihayetine yerçekiminin cazibesine tav olduğunda varacak olsan bile.
İnsan, zayıf noktasını en hüzünlü tümcesinin sonuna kor. Her zerrene nüfus etmesine müsaade ettiğin muamma, seni senden alıp bir boşluğa bıraktığında, tüm o boşlukları zayıflıklarınla doldur, asılı kal orada, olan oldu desinler, olacaklardan haber ver onlara, müneccimlerin yalanları saçılsın ortalığa. Senin aklını başından alıp ağzına bir parmak bal çaldıklarında, o balın ahulu olduğunu unutma. Esrikliğin tadını çıkarırken, yarını alıp sonuç hanene yazacaklar. İşlemdeki hatayı kavraman bir ömre mal olacak ve o ömrü kimse ikinci kez yaşamayacak.
Aldatıcı yanı var olduğunu sanmak, yokluklarıyla seni sınayacaklar elbette ama sen varlığınla onların yokluğuna meydan okuyacaksın. Dur! önce okuduğunu tastamam anla. Bir şekilde üstesinden geleceksin zaten. Altından kalkamadığını sandığın sorunun yaratıcısı da sensin. Ol dediğine öl demeyi de bileceksin yani, yoksa imtihan ettiklerin kırık notları reva görecek sana. Sen de yaratıcıyım diye ortada gezeceksin utanmadan. Cehenneminde bir tek sen, herkes kendi yalnızlığında kavrulacak, kendi kalabalığında haşrolacak sonra. Olan sana olacak, olmayan ona… Kimse dönüp orada mısın demeyecek, selamını yankın alıp vuracak suratına.
Yoluna bakacaksın, yolun sonundaysan çıkar yoluna, şikayeti bırak kenara. Koyul artık kaf dağına, devleri al aşağı et, türküler tuttur, şiirlere iliştir dudağını, aldırış etme sensizliğe aldırış etmeyenlere. Sana ırmaklar getirdim, denizler bak orada, yastığına bağladığım ebemkuşağı, hadi kulaç at menekşeden ala. Tebessümü de eksik etme sakın, sen güldükçe öyle, yüzünde güller açtıkça dermek isteyecekler onu, izin verme onlara. Gül döktüğün yolları bile düşman ettiler sana, pes etmek mi aşkla! O yolların önünde diz çök yine, al beni kendine kat de, yolun sonunu işaret edecekler, inanma onlara. Sonuç hep aynı kapıya çıkacak diyecekler, desinler boş ver. Gidiş yoluna bak sen, kim var orada, aynaya bak şimdi, yüzündeki tebessüm onun sureti.
Hadi geç kalma toprağın asfalt kokuyor, tut yolcunun elinden, bırakma bir daha. Birileri durakta oturmuş yolun onların duragına uğramasını bekliyor.
Sen bekleme o durakta, payına düşen üç günlük hikayenden bir parça ayır bana. Aynı cümleye sığdır adımızı, duvarlarına sesimi as, suskunluğunu yanına…
Ali Akçakaya