Enis Batur – Abdal Düşü

Abdal Düşü kitabından

Sabah bir muştu gibi iniyor odama. Bu mevsimde otelin tek müşterisi benim. kahvaltımı önüme getiren yaşlı kadın bir kere geldiğim yeri sordu ve gerçekten bilmediğimi anlayarak sustu. Gece geç saat döndüğümde uyukluyor bekçi. Kapısı kilitli değil odamın, çalınacak birşey yok çantamda, yatağıma uzandığımda yanlızca tungsten telin titreşimini duyuyorum, bu limanda benden başka kendisine yolcu çıkmış kimse yoktur.

Bunları söylüyorum sessizliğimi bozmadan. nicedir bir içkonuşmanın yekpare akışında tamamlanıyor günüm. Sözlerim ateşli bir hastalığın yarattığı sabuklamaları çağrıştırabilir, paylaşamam onları gece vakti bir başına bar taburesine tünemiş, uzak rıhtımlardan gelme, dilimi bilmeyen sarhoş gemicilerle bile, ama olsun, eksikliğini duymuyorum bunun, konuşmanın faydasını görmedim. Dikkatle dinleyecek olsa bir bilge kişi dediklerimi, şüphem yok susturur beni, parmağımı ağzıma koyarak, Tut bunları içinde, anladığın, gördüğün sende kilitli kalsın,almaya yatkın biriyle karşılaşamazsın.

ZAVALLILIK

yaptığınız işin değerli ve önemli olduğunu ispatlamak için diğerlerini karalamanız gerekiyorsa

her savaşın bir tarafı da sizseniz

ve o cephede hep iyiler varsa normal olarak!

yeniye karşı bitmez tükenmez kin güdüyor

eskiye de gönlünüz razı olmuyorsa

tanımadığınız insanların ölüm fermanını imzalamakta fazla tereddüt etmiyor

ve onların size benzeyerek doğru yolu bulacaklarını düşünüyorsanız

sorunları çözmek için çoğu zaman beyninize değil de kalbinize danışıyorsanız

yani anlamadan iman etmek zorundaysanız bir anlamda

yargılıyor ama mahkum edemiyorsanız

güçsüz olduğunuz zaman yerdiğiniz güç odağını, elde ettiğiniz anda zalimleşiyorsanız

Bu demek oluyor ki siz de ZAVALLISINIZ

ALİ AKÇAKAYA