Boynuna
Şimdi beni hasat etseler, kökümdeki filizlere nazar boncukları takıp.
Mavisine saatimin ahşap ellerini dolasa bunamış bir kukla.
Bir bulut güneşimize siper olup katreler doğrasa soframıza, kan kokan.
Ekmeğimizin küfünden yeşiller çalıp yaprağına dokunsak bir incir ağacının.
Kış olsa yaza gün saysak, şükretsek yine.
Kestaneler patlasa irkilsek ve gülüşsek seninle.
Ortalık silme suskunluk ve kapkara.
Bir el gelse perdeleri açıp dua etse, dualar örtseler üşüyen yerlermize.
Çıplak ayaklarımızı başıboş sularla gusledip mabetlerin yoluna koyulsak, sevişsek oracıkta.
Akşam olunca sessizliği bozan bir sela göğe tırmansa, karanlıkta bir gökkuşağı belirse de caddeleri renklere boyasa.
Ağlasak seninle geçmişimize, geleceğimizi pay edip en büyük payı kendimize ayırsak.
Güzel olsa, güzellik olsa, merdivenlerden insek, caddelere çıksak.
Dudaklarım boynun koksa…
Ali Akçakaya