Enis Batur – Abdal Düşü
Abdal Düşü kitabından
Sabah bir muştu gibi iniyor odama. Bu mevsimde otelin tek müşterisi benim. kahvaltımı önüme getiren yaşlı kadın bir kere geldiğim yeri sordu ve gerçekten bilmediğimi anlayarak sustu. Gece geç saat döndüğümde uyukluyor bekçi. Kapısı kilitli değil odamın, çalınacak birşey yok çantamda, yatağıma uzandığımda yanlızca tungsten telin titreşimini duyuyorum, bu limanda benden başka kendisine yolcu çıkmış kimse yoktur.
Bunları söylüyorum sessizliğimi bozmadan. nicedir bir içkonuşmanın yekpare akışında tamamlanıyor günüm. Sözlerim ateşli bir hastalığın yarattığı sabuklamaları çağrıştırabilir, paylaşamam onları gece vakti bir başına bar taburesine tünemiş, uzak rıhtımlardan gelme, dilimi bilmeyen sarhoş gemicilerle bile, ama olsun, eksikliğini duymuyorum bunun, konuşmanın faydasını görmedim. Dikkatle dinleyecek olsa bir bilge kişi dediklerimi, şüphem yok susturur beni, parmağımı ağzıma koyarak, Tut bunları içinde, anladığın, gördüğün sende kilitli kalsın,almaya yatkın biriyle karşılaşamazsın.