Ali Akçakaya
  • anasayfa
  • Kül
  • tez çalışmam
  • iletiş – contact
  • Click to open the search input field Click to open the search input field Ara
  • Menu Menu
Blog - En Güncel Haberler
Buradasınız: Anasayfa1 / Seçme Denemeler2 / Mizansen

Mizansen

04 Aralık 2022/in Düşünce Yazıları, Edebiyat Seçkisi, Seçme Denemeler/tarafından Ali Akcakaya

Boğuntular ve sıkıntılar arasında nefesimle cebelleşirken göğsüme düşen gölgeyi eğip büküyordum. Ellerim acıyor, dişlerimi sıkıyordum. Şehrin her yanında bir huzursuzluk mangası kol geziyordu. Gülüşlerimden olur olmaz anlamlar çıkaranların gözünden düşüyor, canımı yakanların gözüne bakıp oh olsun diyordum.

Döngüsü iğdiş ediliyordu hayatların, gece gündüze galip geliyordu. Bir adam ekmeğini beynine banıyordu. İsteyen herkes hayret etmek için bir sebep buluyordu kendine, sessizce izlemek istiyordum ama nafile. Kimseden farkı olmayanların kendilerine biçilen kefenleri giyip, üç kuruşluk adamların iki metelik iltifatı için on takla atışına acıyordum, yani kendime. Dokuzuncunda düşüp mağlup sayılmak bile vazgeçirmiyordu onları ama acınası.

Madara olmuştuk, yenilmiştik, kavgasında yerimizi aldığımız adamların oyununa gelmiştik. Orta oyununun ortasında yatan leşi parçalayan kitlenin kötü huylusuyduk. Kimseye ispat edemeden kendimizi, bize düşen sürenin sonuna zorla getirilmiştik. Başımızdan aşağı kaynar sular döküyordu annemiz, yandım dedikçe dudaklardan dualar dökülüyordu. Gülüşlere dualar nakşediliyordu, her birine nazar boncukları takılıyordu mavi, annenin en güzel hali. Kalu beladan geliyorduk, yorgunduk, nazara değiyorduk, şehre sis çöküyordu, ezan seslerini kornaları ile bastırıyordu ahir zaman piyadeleri, geldiğimiz gibi dönüyorduk. Başa sarıyorduk sonu, sonu yok sayıp sonsuzdan başlıyorduk.

O gece yine erkenden yatağa girmiş tavana bakıyorduk. Karanlık bir el ateş açıyordu, sesin yankısından önce kıvılcımın rengi çarpıyordu şakaklara. Duvardan seken çocuklar saklambaç oynuyordu. Perdenin arkasına gizlenmiştim, tavandan kan damlıyordu, bembeyaz çarşaflar berbat haldeydi. Babam huzur içinde gözlerini yumuyordu, göğsüme düşen gölgenin sahibi beliriyordu ötede. Öteyle arama asırlar sıkıştırmıştım, bunu bilmiyordu kimse.

Affediyordun affına sığındıklarımı. Beni benden alıp beyaz bir çaputa muhtaç edenlere hesap soruyordum sonra. Sorduğum soruların cevaplarını bir deftere yazıp, o defteri hesap günü mizana koyuyordum.

Cürmümü bilmiyor, cürmüm kadar yer yakıyordum, ateşim dinmiyordu, dinsin de istemiyordum.

Ali Akçakaya

Etiketler: Ali Akçakaya
Share this entry
  • Share on Facebook
  • Share on X
  • Share on Pinterest
  • Share on LinkedIn
  • Share on Tumblr
  • Share on Vk
  • Share on Reddit
  • Share by Mail
Möglicherweise interessiert Sie:
Ömür Dünya
Resimdeki Pıhtı
Geldiğim Gibi…
Sınıfın En Uslu Akşamı 
Bir arpa boyu yol almak
Ayın Üçü
Taş Kesilmek
Şeytan Minaresi

Kategoriler

  • Düşünce Yazıları
  • Edebiyat Seçkisi
  • Fotoğraflar
  • Seçme Bilimsel Yazılar
  • Seçme Denemeler
  • Seçme Öyküler
  • Seçme Şiirler
  • Video Klipler

Etiketler

Abdülkadir Yeler Ali Akçakaya anlam Asaf Halet Çelebi Atilla İlhan Behçet Aysan Cahit Zarifoğlu Caner Taslaman Can Yücel Celal Sılay Cemal Süreya E. A. Rauter Edip Cansever Enis Batur Erci Hoffer Erdem Beyazıt Ergin Günçe Farid Farjad Gazetecilik J.L.Servan Schreiber John Tomlinson Kaos Teorisi Levni Mehmet Akif Mevlana Murat Menteş Nazım Hikmet Necip Fazıl Kısakürek Neyzen Teyfik Oktay Rifat Olcay Yazıcı Onat Kutlar Pablo Neruda Rainer Maria Rilke Rudyard Kipling Savina Yannatou Tamer Sağır Timbaland Ziyad Marar İlhan Berk İsmail Tokalat İsmail Uyaroğlu İsmet Özel Şeyh Galip Şükrü Erbaş
:: Ali Akçakaya
  • Link to Rss this site
  • anasayfa
  • Kül
  • tez çalışmam
  • iletiş – contact
Link to: Boynuna Link to: Boynuna Boynuna Link to: O adamın mektubu Link to: O adamın mektubu O adamın mektubu
Scroll to top Scroll to top Scroll to top