Sarpa Saran Zaman
Bir yolunu buluyorum oraya varmanın. Yolum nereden geçerse geçsin bir bakıyorum, oradayım. Yine etrafta kimse yok, yine başbaşayım.
Canım sıkılmış, bir şeylerin üstesinden gelmişim, düşmemişim, yılmamışım, yolun yarısına gelmişim de diğer yarısına sınırlar germişim. Aldatılmışım meğer haberim olmamış, yarımı koparıp almışlar, eksikliğini hissettiğim ne varsa koparmışlar zorla. Aklım ermemiş olanlara, okuduklarımı yırtıp atmışım, anılar biriktirmiştim, şimdi hepsine yabancıyım. Olay örgüsünden koparmışlar beni, rolümü çalmışlar, kapımın önünde günü geçmiş gazeteler, isimsiz şiirler… Bırakıp kaçmış birileri, kaçanları tanıyormuşum ama isimlerini vermemişim kimseye. Baş sayfada gözlerine siyah bant çekilmiş bir kadın, göz göze gelmişim, korku ile cesaret arasında, talihsiz bir arafta. Satır aralarına adını yazmışlar, beni hüzünler basmış. Keramet sende sanmışsın, gülmüşüm, acımışım… Yalanlar söylemişim yok yere, verdiğim sözleri tutmaya çalışırken kayıp düşmüşüm de, yüzüstü bırakmış, üzerime basıp geçmişsin yine.
Sonra çekmeceleri karıştırken bilmem kaç yıl öncesine ait bir uçak biletine gözüm çarpmış. Sen daha küçükken hani, bilmem hangi kıtadayım, bilmem kaç yaşındayım o vakit, kim bilir kaç gün kalmışım orada. Ölmüş ölmüş dirilmişim, ölülerin günahını da yazmışlar bana. Ben yine bildiğimi okumuşum, günahmış o da. Defterim kabarmış, dürecekler de sıram gelmemiş daha.
Sonra sabah olmuş, hoca ezan okumayı unutmuş, millet namazını kılmamış, duasını etmemiş, oh olmuş. O sabah kimse kimsenin selamını almamış elbette, insanların yüzü sirke satarmış. Tam da öyle bir günde, hayalini görmüşüm, bir yolunu bulup kabusa çevirmişsin yine. Ben başımı alıp gitmişim, bir yere varacak olmuşum, telefonum çalmış da geri dönmüşüm sonra, döndüğüme lanet etmişim, gitmeye mecalim de kalmamış, kalakalmışım olduğum yerde.
Çaresizliği bildiğimden çareleri elimin tersi ile itmişim, acil şifalara muhtaçken hem de. Ne olacaksa olsun diyerek meydan okumuşum da, kimse yokmuş karşımda. Kimsenin olmadığı meydanlarda nutuk atmışım, kimsenin haberi olmayan zaferlere sevinmişim, kazanmıştım güya, öyle sanmışım. Sandığımdaki beyaz bayraklara kan sıçramış da kurumuş bile. Göklerime germişim lekeli beyaz bayrakları, hangi savaştan çıkmışım da kime mağlup olmuşum. Teslim olmuşum da ceplerimdeki cephaneliklerin hesabını veremedim diye canımı okumuşlar.
Hangi dilde ağlamışım, kime ağıtlar yakmışım, hangi sözü boşa tutmuşum onca zaman. Haliyle geç kalmışım, boşa beklemişim ayazda, uzadıkça sarpa sarmış, yol vermişim, ah almışım.
Yoluma yordamıma enkazlarını yığmışlar, geçit vermemişler, zorla almışım…
Ali Akçakaya