Sabahın Yankısı
Ne yazacak bir şey kalır sana, ne de sitemin. Her seferinde daha da ağır gelir, belki gücün yetmemiştir, ya da gücüne gitmiştir. Kalması gerekenler bıraktığında kendilerini emanet sana, düşlerine afakanlar basmıştır da nefesin yetmemistir o dik yokuşlara…
Her şeyin bir bir üstesinden gelirsin de bir bulut gelir çöker üzerine. Karalarına denizlerin yükselir, güllerin papatyaların boğulur, nefes alamaz. Her yer mavi olur birden, masmavi… Ve mavi de kirlenir. Çamurlar bulaşır papuçlarına, inat edersin ötesine ama bataklıklara itip itip boğulmalarını zevkle izlerler.
İzi öyle bir kalır ki yaraların, her yerin acır. Acılarına beyazlar giyerler, sana mermer ve yeşil sabun kokar o beyazlar. Bir adam katledilir, gözü dönmüş kahverengiler taburelerine tekmeler atar. Yapma dedikçe daha da bir bilenirler sana. Koşarsın ayaklarına demir atarlar, Bağrını açarsın taşlar basarlar, çözeyim dersin daha da bir muamma olurlar da düğümlerini dağlarlar, kör ederler.
Hep bir umut taşırsın, hep bu sefer dersin de yenilgilerine zaferler inşa ederler. Ne yöne dönsen aynı manzarayı iliştirirler yollarına. Gitsen de dönsen de aynı kerbelalara sürerler seni, suyunu güneşe dökerler, dilin damağın kurur, köklerine asılırlar da hala ayakta oluşuna hayret ederler. Seni inkar ettikçe kendilerine olan inançlarını kaybederler, sana bilendikçe meleklerin kanatlarına bıçakları ilişir, kırmızılarına kınalar yakarlar.
Halbuki dünyalarınla, kıtalarınla, ötelerinle gelmişsindir ona. Yoldan geçenlerin düşlerine üsten bakarken, sevdiğin ne varsa onun olsun diyecek kadar gönlünü ferah tutmuşsun da, yetmemiştir, yettirememişsindir. Hep kusurlu tarafına fenerlerini tutup, tuzlarını yüreğine basmış, ah edişine susun olmuş, sana iyi olmuştur…
Coğrafyanın zorlu şartlarına meydan okuyup da, düşmanlarını, şeytanlarını alt edip, meleğine yenilmiş bir adamın hikayesini çok anlattın ona… Diline acı biberler sürdün de nafile, zikrine nakşedildi bir kere, sabahına uyandın, yanķısına adaklarını kurban ettin.
Duvarlarına sesi çarpınca şükrettin Yaradana…
Ali Akçakaya